Refleksoloji yeni doğan bebeklerde sağlıklı emasyonel ve nörolojik gelişimlerini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Yapılan çalışmalar doğum sonrası ilk 3 ay düzenli refleksoloji uygulanan bebeklerin zeka seviyelerinde ve duygusal gelişimlerinde önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Eskiden beyin gelişiminin genetik faktörlere bağlı olduğu, dışarıdan yapılacak müdahalelerin beyin gelişiminde fazla rol oynayamayacağı düşünülürdü. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalara göre dış etkenler bebeklerin zekâ gelişiminde oldukça etkili bir hale gelmiştir.
Beynin gelişimi gebeliğin ilk ayında başlıyor ve bebek 3–4 yaşına gelene kadar büyük bir hızla devam ediyor. 5 aylık fetüs 5 duyunun duymak ve dokunmak olmak üzere ikisine sahiptir. Küçücük kafasında her dakika 50.000 yeni hücre oluşmaktadır ve beyin öyle hızlı gelişmektedir ki 6. ayda hızla büyüyen beyin kabuğu kafatasına sığmak için kıvrımlar oluşturmaya başlar. 7. ayda fetüs beyni tüm yaşamı boyunca sahip olacağı 100 milyar beyin hücresinin hemen tamamını oluşturmuştur.
Her bebek düşünme, görme, duygu gibi beyin fonksiyonlarından sorumlu yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğar. Hayatın ilerleyen dönemlerinde ise bu doğuştan gelen 100 milyar sinir hücresinin üzerine yenileri üretilmemektedir.
Bebek beyni milyarlarca sinir hücresi ile donatılmış olarak dünyaya gelmektedir. Sinir hücreleri, bebeğin karşı karşıya kaldığı her deneyim ve uyarıcı karşısında birbirleri arasında bağlantı kurarlar.
Bu bağlantılar tekrarlanırsa kalıcı hale gelir ve kocaman bir ağa dönüşür. Bu ağ bir ömür boyunca kullanılacak olan zihinsel kapasiteyi barındırır. Bu, bebeklik döneminin zihinsel gelişim konusunda ne kadar belirleyici ve önemli bir dönem olduğunu bize gösteriyor.
Bebeğinizin sizden aldığı genetik mirası ve doğumdan sonraki ilk yıllarda karşı karşıya kaldığı uyarıcılar ve deneyimler onun zekâsının şekillenmesini sağlıyor. Uyarılan sinirlerle birlikte bebeğinizin zihinsel gelişimi hızlandırmaktadır. Bu bağlamda refleksoloji tedavisinin bebeğin zihinsel gelişiminde oldukça etkili bir rol oynadığını göstermektedir.
BEYNİN ÖN BÖLGESİNİN (Prefrontal korteks) GÖREVLERİ
- Dikkati verme ve sürdürme
- Dikkatin yönlendirilmesi
- Kısa-orta süreli ve işleyen bellek
- Sabır
- Planlama, tasarlama
- Yargılama
- Tepki kontrolü
- Düzenli olma
- Kendini kontrol edebilme
- Sorunları çözme
- Ayrıntılı düşünme
- Gelecekle ilgili öngörüde bulunma
- Hatalardan ders çıkarma
- Duyguları anlama ve ifade etme
- Empati kurma
- Sağduyu
- Moral
- Motivasyon
Beyin Ön Bölgesi (Prefrontal korteks)
-İnsanı diğer canlılardan üstün olmasını sağlayan beyin bölgesidir.
-Akıl ve kişilik, beyin ön bölgesinde oluşur.
-Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerini belirleyen etkenler, akıl ve kişilik özelliklerinin oluşmasını sağlar.
-Bu etkenlerle çalışma özellikleri belirlenen beynin strese karşı ne şekilde ve ne düzeyde etkileneceği de belirlenir.
-Aynı stres farklı kişilerde farklı etkilerin oluşmasını sağlar.
-Bunun nedeni, her beyin ön bölgesinin farklı çalışma özelliklerine sahip olmasıdır.
-Milyarlarca hücreden ve bu hücreleri birbirine bağlayan trilyonlarca bağlantıdan oluşan ağ sistemi nedeniyle her
Bu nedenle beyin ön bölgesinin çalışma özellikleri sonucu ortaya çıkan hastalık durumu da kişiye özel olmalı, sınıflandırılmamalıdır.
Bu nedenle;
– HASTALIK YOKTUR, HASTA VARDIR
– Sağlıkta, günümüz bilimsel anlayışı önce hastalıkları sınıflandırır.
– Bu sınıflama nedeniyle beyin, göz ardı edilir.
– Bu nedenle ilaç tedavileri nedene değil, sonuca yöneliktir.
– “Neden” ortadan kaldırılmadığı için, altta yatan allostaz mekanizması yani vücudun çalışma bozukluğu düzeltilemez.
– Ancak “neden” ortadan kaldırılmadığından, allostaz varlığında diğer hastalıklarda sonradan eklenir.
– Ve sonradan eklenen hastalıklara verilen diğer ilaçlarla birlikte çıkmaz yola iyice girilir.
– Beyin ya da her kişi kendine özel, şahsına münhasırdır. Dünyada 2. bir eşi bulunmaz.
Görüldüğü gibi vücudun kontrolü beyin tarafından sağlanmaktadır. Vücuttan beyne gelen bilgiler ve uyarılar doğrultusunda organların sistematik bir şekilde çalışması sağlanmaktadır.
Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerinin belirlenmesi
– Yerleşmiş tedavi biçimleri, nedene değil sonuca göre uygulanır ve beynin hastalık oluşturucu etkisi göz ardı edilir.
– Bu nedenle halen uygulanmakta olan tedavi yöntemlerinde beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerini güçlendirmek için kullanılan bir yöntem refleksoloji dır.
– Beyin ön bölgesini değerlendirebilmek için önce çalışma özelliklerini görmek gerekir.
Refleksoloji terapisiyle birlikte fiziksel ve zihinsel gelişimi çok daha sağlıklı çocuklara sahip olabiliriz.
Bebeklerde Zeka Artırımı
Refleksoloji yeni doğan bebeklerde sağlıklı emasyonel ve nörolojik gelişimlerini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Yapılan çalışmalar doğum sonrası ilk 3 ay düzenli refleksoloji uygulanan bebeklerin zekâ seviyelerinde ve duygusal gelişimlerinde önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Bebeklerde Uykusuzluk
Beyindeki uyku bölgesinin temel uyarı merkezi olarak ele alan refleksoloji tekniğidir.
Yaklaşık seans sayısı 8 ila 12 arasındadır.
Bebeklerde Kabızlık
Refleksoloji bebeklerdeki bağırsak fonksiyonlarını düzenleyip kabızlık riskini azaltır.
Yaklaşık seans sayısı 6 ila 12 arasındadır.
Boy Uzatma ve Nörolojik Gelişim
Sinir sisteminin kalbi olan beyin büyüme hormonlarını hipofizi tetikleyerek boyu uzatmak mümkün. Hipofiz ise büyüme hormonu olan growth hormonunun salgılanmasından sorumludur.Hipofizi uyararak daha çok hormon salgılatmak metebolizmayı hareketlendirmek ve şekilde doğal büyüme sürecini tekrar etkinleştirmek mümkün.Bu nedenle boyunu uzatmak isteyenler refleksolojiden rahatlıkla faydalanabilirler.
Bilindiği gibi doğal olarak 17-20 yaşları arasına doruk noktaya ulaşır ve sonra yavaşlar. Refleksoloji özellikle bebeklikte ve çocukluk döneminde daha fazla etkili olacağından boy uzatma ve nörolojik gelişim için 1 ile 18 yaş arasındaki bireyleri daha çok tercih etmekteyiz.