Egzama hakkında
Egzama rahatsız edici ve çirkin görünüşlü bir deri hastalığıdır ama tehlikeli değildir, basit bir tedaviyle kontrol altına alınabilir. Her on iki kişiden birinin, yaşamının herhangi bir döneminde egzama geçirdiği saptanmıştır. Egzama kaşıntı yapmasının ve rahatsızlık vermesinin yanı sıra, el kol ve yüz gibi açıkta kalan yerlerde oluştuğundan çirkin bir görünüme de neden olur.
Nedenleri
Egzama genellikle alerji nedeniyle oluşur ama duygusal sıkıntı da egzamaya yol açabilmektedir. Bazen de egzama görünür hiçbir neden yokken çıkmaktadır. En sık görülen egzama tipi, alerjik kökenlidir. Tıp dilindeki adı “atopik dermatit” olan bu hastalık çoğunlukla astımlılarda ve saman nezlelilerde görülür. Saman nezlesi, çiçek tozlarının neden olduğu alerjik bir hastalıktır.
Astım ve egzama da solunum yoluyla olduğu kadar süt ya da yumurta gibi alerjan maddelerin yenilmesiyle de oluşur. Ne var ki durum hep böyle değildir, nöbetler çoğunlukla stres zamanlarında ortaya çıkar. Egzama en çok küçük çocuklarda ve bebeklerde görülür; ama çocuk büyüdükçe egzama genellikle kendiliğinden geçer. Egzama, astım ya da saman nezlesi gibi alerjik hastalıkların sık görüldüğü ailelerde, çocukların egzamalı olma olasılığı yüksektir. İnek sütü verilen bebeklerde egzama olasılığının arttığı görülmüştür. Bu yüzden, alerjili ailelerin çocuklarını bu hastalıktan korumak için, anne sütüyle beslemeye özen göstermeleri gerekir.
Belirtiler
Egzamada iltihaplı deri bölgesi kızarır ve kaşınır. Aynı zamanda kurur ve üstünde sivilceye benzer oluşumlar bulunur; yer yer su toplar. Egzamalı bölge kaşınırsa, enfeksiyon yayılır, deri kanar ve iltihaplanıp ağrı yapabilir. Çatlaklardan giren mikroplar bedene yayılabilir. Kaşınarak tahriş edilmiş bir egzama bölgesi çok rahatsızlık verebilir. Egzama önce yüzde ve baş derisinde çıkar, sonra kollarda ve bacaklarda, özellikle derinin katlandığı ya da giysilerin sürtündüğü yerlerde oluşur. Hastalığın verildiği rahatsızlık daha çok kaşımaya ve oluşan çatlaklardan giren mikropların yaptıkları enfeksiyona bağlıdır.
Tedavi
Egzama tehlikeli sayılabilecek ağır bir hastalık değildir; ama rahatsızlık verebilir. Egzamalıların rahat etmek için almaları gereken önlemlerin başında yarayı kaşımamak gelir. Egzamalı bebeklerin ellerine pamuklu kumaşlardan dikilmiş parmaksız eldivenler geçirilerek egzamalı yerlerini kaşımaları önlenebilir. Egzamalı kişilerin uçuk hastalığı olanlardan özellikle uzak durmaları gerekir. Egzamalı deri, uçuk virüsü olan herpes simplekse karşı dirençsizdir; virüs alınırsa enfeksiyon yayılabilir. Egzamalıların çiçek aşısı da olmamaları gerekir. Normal insanlara hiçbir zarar vermeyen bu aşı, egzamalı bir çocukta, ölümcül olabilen ateşli bir hastalık yapabilir.
Egzamalı ya da egzama geçirmiş insanların derileri çok hassastır. Bu nedenle tahriş edici maddelerden sakınmalıdırlar. Bu tür maddelerle çalışmak zorunda kalanlar lastik eldiven ve yüz maskesi gibi basit önlemlerle korunmalı; genç insanlar meslek seçerken yağlar, boya maddeleri ve şampuan gibi malzemelerle çalışmak zorunda kalacakları meslekleri seçmemelidirler. Egzamanın nedeni olan alerji yapıcı madde bulunabilirse, hastanın o madden korunması yeterlidir. Egzamalı bir bebeğe, inek sütü veriliyorsa, inek sütünü kesip ya anne sütü verilmeli ya da keçi sütü (inek sütüne göre daha az alerjiye yol açtığı saptanmıştır) ve özel süttozu gibi bir besinle beslenmelidir.
Nedeni bulunamayan çocuk egzamalarında ise çocuğun giysilerinde yünlü kumaş kullanmamak, derisi kurumaya yatkınsa çok sık yıkamaktan kaçınmak, enfeksiyonları önlemek için hem kendini hem de çevresinin temizliğine özen göstermek ve özel sabun kullanmak yararlı olur.
Tam iyileşmesi için 2-4 kur akupunktur tedavisi gerekiyor
Akne (sivilceler)
Özellikle erkek çocuklarını etkileyen sivilce (akne), birkaç sene sonra kendiliğinden geriler. Akneden yetişkinler nadir olarak şikayetçidir. Genelde, aknenin birkaç yıl sonra gerileyip tamamen kaybolacağını bilmek, gençleri teselliye yetmiyor. Bunu gidermek için her yola başvurabiliyorlar.
Akne oluşumunun ilk sıradaki sebebi cildin yağlı oluşudur. Normalden daha fazla yağ salgılayan cilt, havayla temas edince, oksitlenmeye maruz kalır ve ciltteki gözenekler (porlar) tıkanır. Tıkanma sonucu ağzı kapanan porların içinde yağ birikimi oluşur ve sonra da iltihaplanır. İşte ilk etapta siyah nokta, daha sonra kırmızı sivilce diye adlandırdığımız aknenin oluşumu bu şekildedir.
Sivilceye Karşı Ne Yapmalı?
Cildi temizlemek, temizlenmiş porların yeniden sıkışmasını sağlamak, cildi siyah noktalardan arındırmak cilde sağlık kazandıracaktır. Fakat uzun vadeli bir sonucu yoktur. Çünkü kirliliğe bağlı akneler düzelirse de ergenliğe bağlı olanlara etkileri olmaz. Aknenin sebebini, cildin yüzeyinde değil, organizmanın çok daha derinlerinde aramak gerekir.
Yağ bezleri tarafından salgılanan sebum, porlar sayesinde dışarı atılır. Sebum salgılanması önemli boyutlara ulaşınca, cilt porlamaya başlar, işte “yağlı cilt” dediğimiz cilt tipi budur. Ergenlik çağına geçişle birlikte, erkeklik hormonunun fazla çalışması, sebum salgılamasında artışa sebep olur. Yetişkinlerde ise akne oluşması, cildin bu hormona hassasiyeti yüzündendir.
Akneden şikayetçi kişiler de, cildin yağlı olmasının yanı sıra, porlar da saydam hücrelerle tıkalı durumdadır. İlk başta gözle görülmeyen bu tıkanıklık, kendiliğinden kaybolabilir veya tam tersine zamanla siyah noktaya veya içi beyaz cerahatli sivilceye dönüşebilir.
Por (gözenek) tamamen tıkandığında, sebum deri altında beyaz bir renk olarak birikir ve bu birikme deri üstünde görülür, işte iltihaplı sivilce dediğimiz beyaz noktalar, yani “mikrokist’ler bunlardır.
Saydam hücrelerin üst üste yığılıp sebumla karışması, porların genişlemesine sebep olur. Genişlemiş porun havayla temas edip oksitlenmesinden siyah noktalar oluşur. Akneciklerde durum bu kadarla da kalmaz. Dışarı çıkamayan sebum yüzünden, yağ bezleri çatlar ve sebum derinin içine yayılır. Organizmanın buna tepki verip iltihaplanmasıyla, kırmızı renkli sivilceler oluşur.
Sivilceleri sorun edip siyah noktaları sıkarak yok olmalarını sağlayarak kurtulmayı düşünenler çok yanlış ve kaçınılması gereken yol izliyorlar. Çünkü bu şekilde yağ bezini çatlatma ve iltihaplanmayı çok daha önemli boyutlara taşıma tehlikesi vardır. Aynı şey kırmızı sivilceler için de geçerlidir. Sivilcelerden boşalan çukurlar pek çok insanın yüzünde ömür boyu kalacak izler bırakabilir.
Eczanelerde ve kozmetik mağazalarda satılan akne ilaçları, bakterileri yok etmek, onlarla savaşmak ve var olan aknenin ağırlaşmasını önlemek için kullanılır. Yalnız bu ilaçlar, cildi tahriş etmemelidir.
Cildi yağlı olanların fazla güneşte kalmamaları gerekir ve güneş yağı kullanmaları da mahzurludur.
Stres, gerginlik, uykusuzluk ve sigara kullanımı akneyi azdıran